Ahu Neda Olsoy 𖦼 İŞTE BU YAĞMURDUR
Category : no 3
İŞTE BU YAĞMURDUR Ne olur Gelibolu’da ölsem, martılar kahkahalarla Gömmese deniz, üşenmese Tanrı yaşatmaktan Ama bu kararsızlık karartır güneşi, Ne olur affetsin unuttuğum kırmızı şal Elimde toprağı, bulamadığım kırılmış dalı Sarı gül, bir sarı gül. Gülüşmeler okşadıkça kokuyu Kızıla şarkılar söyletirdi durmadan minik ağzım Yorulmasa anlamaktan Tanrı. Ne olur ölsem orada, basma bir elbise Hiç bitmeyen fasıl, arasından sıyrılarak Ayaklarımda alkolü üzümün, başımda hep ezgi Ayrılmadan gider bazı bakışlar, bıraksa ömrüm. Seni düşümde sevgilim, sevdim İçin için düşündüm zelzelelere eşlik eder gibi Korudum trenlerden, Gelibolu’dan Ne olur burada ölsek, seninle ben, savrulsa yazı dedikleri Bu alın teri. Altın yüzük, deri sandaletler, kırmızı oje Bir kıraathane sessizliği işte sahip olunan Hepsini azat etsem de gitmemek için Bir saksıda bastıran mutsuzluğumu, o sarı gül. Düşmese elimden Gidilmemiş yerden gelen o kartpostal. Göğsünde uyutsa kırılmış güvercin, Yeni bir yaşam olmasa Hep burada ölsem, hep rüzgarlı. Görmedim nicedir başkasını, bir yeli değişemedim Narinliğe. Çeşmeden yokuşa yol hep uzun Hiç değişmedi, çığlığım bile.