kavruluyor çölde katil develer develer aklınıza geleyim istiyorum sezgilerim is kokuyor izlerimi takip eden köpekler sadece kemik buluyor -yalayıp yutuyorlar- çölde her şey çok sıradan ceset besliyor canı sıkılanlar yolu kayıp bir deveyim hörgücümdeki su yetersiz toynaklarım kumda kayboluyor kavruluyorum kavruluyormuşum, yalan. ya da doğru. bileceğinizi sanmanız ise saçmalık. doğruyu söyleyeyim mi, ben yalan söyleyemiyorum. hadi inanın bana. yalansızlığıma. dürüstlüğüme. ben kimseye inanmıyorum. ne çöle ne deveye. bence akıllılık ediyorum. akıl önemli. ıslak tenimde sevişken develer hörgüçlerini birbirine sürterek tatmin oluyor. hayal ederken eğleniyorum. yaşarken eğlenemediğimden düşünürken eğleniyorum. düşünmek yaşamın parçası değil mi, parçası. saçma oldu bu o yüzden. bu bilgiyi tutun. yurt dışına yerleşmeyi düşünüyor musun diye sormadılar, düşünmüyorum. nereye gitsem develerim, hörgüçlerim, anılarım, izlerim yanımda olacak. yaşam, sıfatımı bozdu; kaygısız görünmem lazım. edebiyata büyük bir katkısı oldu tıbbın, tıp, tıplar. geç teşhis yüzünden kolum sakat kaldı, bir ara anlatırım. artık el sallayamıyorum, alkış tutamıyorum; bunlar iyi bile sayılır. başarısız olduğum hareketleri başka bir şiirde anlatırım diyorum, ne dersiniz? ıstırap gibi değil mi? bunu sevdim. tdk “ızdırap” diyor bu arada doğrusuna. siz ne derseniz deyin, ımdırak da olur. acı azalmadığı sürece sorun olacağını sanmadım. çok yaşayın e mi? e güzel cenneti soruyorum kaktüse buralara hiç uğramaz diyor kalem eridi görüyorum bir kız havuza düşüp kayboluyor