Yeni Bir Hayatın Yıkıntısı
Bu ölülere bir dirilme çağrısı
Herkese değil, yalnız bazı gruplara mahsus
Kendisi topraktan çıkamayanlar için
Elimizde kazmalar, kürekler, çapalarla geliyoruz.

Cenaze ağıtlarına karnımız tok,
Hayat fışkıran bir sirk gibi yürüyoruz,
Yanımızda kaplanlar, aslanlar, üstümüzde tüylü tüysüz garip kuşlar.
Eski Yunan koroları gibi sesleniyoruz size:

			                        “Burası artık yeni bir kent
			                          İşte tabelasını da çaktık
								                             tak tak tak tak
				                  Buyurun bir çanak anten
				                  Ulusal kanal
                                                            bir radyo
                                                                     bir de konserve fabrikası.
					         Yevmiyeler dirilerden
					         Sendikalar sizden.”

Burası bizden önce de vardı ama adını siz koydunuz,
Şimdi size düşen biraz silkelenmek biraz da hatırlamak:
Kimdiniz, neydiniz, hıncınız kime, hangi taşın altında kaldınız.
Merak etmeyin, şimdi birlikte kaldıracağız, sizi öldüren allah utansın.

				            “Yavaş yavaş çıkarıyorlar ellerini			
				              İşte ancak böyle kurulur yeniden hayat

						                                  HA-YAT! HA-YAT! HA-YAT!
				
                                             İster süre süre ayaklarınızı
				             İster koşa koşa gelin
			                     Burası artık hepimizin.”

Her çukur açıldıkça keyfimiz yerine geliyor,
Her birini tek tek kapatıyoruz,
Bir daha kimse girmesin diye.
Yeni bir hayatın yıkıntısı işte böyle kurulur.













@