SABAHIN ÜÇÜ
Taksi şoförümüz Somali’nin buradan nasıl
daha iyi bir yer olduğunu anlatıyor bize çünkü biz İslam’da katilleri infaz ederiz. 
Böylece, daha az cinayet işlenir. Ama orada iç savaş 
yok mu şu anda? Bir sürü cinayet olmuyor mu?
Evet, ama genelde orası daha iyi buradan. Şimdi 
değil ama, çoğu zaman. Bize sistemin 
ne kadar akıllı olduğundan 
bahsediyor, yalancı şahitlik yapmanın 
zorluğundan. Kafalarımızı sallıyoruz. Çok şey öğreniyoruz. 
Diyorum ki – artık eve yaklaştığımızda – peki, 
ya biz? Birbiriyle evli. İki kadın.  
Alınmayın, diyor, büyük ciddiyetle. Ama adamla
adam, kadınla kadın: Halka açık 
infaz demek. Kafalarımızı sallıyoruz. Southeast Corridor*
boyunca kısa bir sessizlik yaşanıyor. Sonra diyorum ki, Evet, 
ülkemi seviyorum. Bu onu güldürüyor; hep birlikte gülüyoruz. 
Alınmadık, diyor Josey. Seni seviyoruz. Bence biz bazen 
Eşcinselliğin Kelamını yayarak herkesi gay olmaya çağırıyoruz.
Taksi kahkahalarla sallanıyor, bir nevi 
ölmemizi isteyen zavallı adam deli olmadığımız için rahatlıyor.
İkimiz onu teselli ediyoruz, rahatlatıyoruz, 
gülmesini istiyoruz. Ona Ülkemizi seviyoruz, 
diyoruz. Ve ona bahşiş veriyor Josey. Yüklü bir bahşiş.



Türkçesi: Kerim Atay


——————
*Southeast Corridor: Orta Atlantik ve Güneydoğu Amerika Birleşik Devletleri'ndeki mevcut demiryolu hatlarını Washington DC’den Boston’a uzanan ve Northeast Corridor olarak bilinen mevcut yüksek hızlı tren koridoruna bağlaması planlanan demiryolu projesi. 

@