Nokta
       çocuk yetiştirmeye kimin vakti varsa ona gidelim      değil      doğuş 
vaktine gidelim      laf      metronun kapısı kapanmadan bin de gidelim      
baban baba değil kardeşin kardeş mi sevgilin sevgili kalamaz sana      ve 
oğlun oğul oğul değil     hepsinin tekleştiği Bir’ine gidelim      eğer durakta 
seni bekleyen yoksa yolumuza devam edelim      yorgunluk veriyor yoksa 
Bu-hayata ayak uyduruyormuş gibi yapmak      küme küme sınıflamalar 
mayın döşeli sınırlar içinde düzen intizam      herşeyin bir ruhu 
yokmuşçasına canlı ve cansız varlıklar denir      laf er ile dişi        ağaçlar 
içinde turunçgiller onlar içinde portakal ve portakalın yafa cinsi hep aynı 
varoluşta değillermiş gibi      bak kapılar kapandı     ve içerimde capcanlı 
bi’şeyler açıkta kaldı      şiir mi     katliamdan kurtulmuş eski tanrılardan biri 
mi      ne zaman dışarı adım atsak bir mayın patlar ve şairler öldükten sonra 
yaşamaya başlar laf      bırak yer kavgasını sürdürsün kardeşler ile baba 
cesedi ve öldürdüğün son sevgili      metro dersen sıkıştıkça sıkışık sen 
dikili bekle      bekle      kalabalıkta daha yalnız      kitabını indiremez ki 
yekvücuda erişemeyen Ruh ölür sevişilmemekten bedeni değillenince      
ve ölüler sağır olur      dilsiz dil gönül olur      ben daha değil        Ben 
kendimde bile değil nicedir      halvet bitmesin istiyorsun başlamasından 
korktuğun halde       ben gitmesin sen gelmesin ne de başka yolcular girsin 
aramıza sanki ikimiz düzenin ezberini bozmuşmuşuz da       laf       çürüyen 
gövdeyi arıtamaz arıtsın istiyorsun Selsebîl Pınarı en duru dizelerle dizi dizi 
inip tavaf etsin melekler bizi      haberin yok mu harp harabesi Yer’de greve 
çıktı cümle hizmetkârı göklerin Cebrail de içlerinde      birden kol kanat 
havaya uçtu mayına basar basmaz erler değil mi ki artık öpüşemezler 
melek ya da er değil      ne de dişi      yeraltında bekliyor işte yanlış sinyal 
yüzünden cümlesi      demiştim bir yere varmak imkânsız bu şehrin altı gök 
üstünde       pek derin bir söz söylercesine üst üste tekrarlıyorsun 
Akropolis’te inseydik keşke Akropolis’te inseydik keş-      o an aramızdaki 
bütün ihtimaller bitti      mecburen arkamı döndüm soyunabilirsin kimse
görmüyor seni    değil      demek istediğim bu değildi     öyle olamazdı 
sevmek çünkü ruh ten zihin bir idi      duygular ile ayaklar yerden kesilince 
yükselebilirsin indirmek için şiirini     laf hepsi laf      metroların da bir tanrısı 
var döner-merdivenin başını tutar ve biletsiz yolcuları gerisin geri bana 
yollar      seveceksen tam seveceksin herşey ve ne varsa hepsi bir Tek      
ve uzaklaşır Bu-dünya küçüle küçül mavi bir topa dönüşür      O      
buradaki nokta yuvarlanırken evrenin yıldız dolu boşluğunda      . 

                                                                                                             

Atina, 2021




Editörün notu: Nokta şiiri Mehmet Yaşın’ın gelecek sene yayımlanması 
planlanan kitabında yer alıyor. 












@