Bir Yerin Otogarı



kollarımın ve kanatlarımın varlığına ve birliğine 
inanmazsındır diye kafan yükseklere bakıyor 
inkar etme diye akıyor elmacığından kan
yoksa yumruğum hiç can yakıcı değil
ve ayaklarım genelde yerdedir ve heryerdedir 
bir yerin otogarı/ saat 17.10

iki omzumdaki iki yerlinin birer tane deftere 
ihtiyacı yok, yeterli bu dünyada parmaklar 
yorgun düşmez onlar, ben duyulmaz biriyim 
aynalar da olmasa sanki var gibiyim 
dokunmaz bir insanım kısık gözle bak bana 
bir yerin otogarı/ saat 17.11

ayakkabı seçmek gibi ayakkabı silmek gibi 
huylardan ve tüylerden münezzeh bir kanatlıyım 
şimdi sen bu fotoğrafa da çirkin dersin 
beğenmezsin bu şiiri bu gömleği giymezsin 
dişlerine değen bir söz ölmezdir duymazsın 
otobüsler geçiyor üstümüzden ne garip
bir yerin otogarı/ saat 17.12

tenasüp takıntım bekliyor elinde pala 
bir yerin otogarı/ saat 17.13

çekiniyorum her kuşu kanadından tanımaktan 
balmumunu eksiltmek için güneşlerden kaçıyorum 
kırmızı ışıklar altında bir çay hiç soğumaz
kırmızı ışıklar altında bir tek senin milletlinim 
benim köyüm ne yerdir ne gök
kırmızı ışıklar altında bir tek senim
benim köyüm ruhundur
bir yerin otogarı/ saat 17.14
bundan böyle benim köyüm ne yerdir ne gök









@