Vitrindeki Ses
Telaşın savurduğu yüzlere
Yanımda taşıdığım plastik kokusunu fırlat
Ben doğamadıysam bir toz bulutunun içinden, 
sanrılarıma post-itler asılsın	
Memnuniyetsizlik çizgin alarmlarla örtülüdür
hata payının hesabı senden sorulur	
donuksam, dokunamazsam alınma
içime sarılı lifler, bakılmaktan aşınmış
aramız enerji sıkışmasından bozukmuş
kütlesel yoğunluğum sapa bir yola düşmüşse
Yol, tozlarıyla üzerimde gezmektedir.

Anı biriktirmem, parça parça oluşum var yalnızca
Beton mikseriyle mi karılmış harcım? Ha!	 
İmalat atölyesinden zımparalanmış çıkmışım, 
Boyalarla makyajlanmış yüzüm
Eklemlerim, bölmelerimle eşit
Özgül ağırlığım, ruhsal döngümle yaşıt	
sanırım ki; senin mutlu halinim
sanırım ki; bana ulaşmak senin tutkun
kimse bana sarılmaz.
zaman sayacını çıkarıp; iskeletime bir dönüş, bir vuruş sallarım
Çıkıntılarımdaki çatlaklar çaputlarla kapanır.

Sayım günlerinde yalnızım. 
Envanter açık veriyorsa faturalara yansır gülüşüm.
Tezgâh, satış görevlisi ve kasa terimlerinden ortancasına benzerim.
Buraların en görkemli askısıyım. 
Düzeltmeler için görsel tasarımcımla görüşülsün.

Kulunçlarımdan başlayan ağırlık her çekime direnir
Kasap havasına siper olur göğüslerim
Kendime kekemeyim sanılmasın
Peşime düşene
Öfke saçtığım sayılmasın
Burada beklersiniz. Sıraya dizilirsiniz önümde. 
Süzdüğünüz nedir? Sizi cama yapıştıran? İzinsiz.

Buradan asılırım tüm gücümle, gülüşümden bir patırtı sarkar.
Bütün paranoyam bir dile varır. Dille kutsanır, dille kuşatılırım.
Gölgem en önemli parçamdır, benden çok ses verir, düşünce parçalanır.
Ona uzak bir ülkeye gidiş bileti, derdini anlatacak herhangi bir DİL,
KUSURLU bir GÖVDE verin.
Göz hapsinden kurtarın onu.
Ona bir avuç varış tuşu.
Gerçek bir ad, bir parça kan verin.
Palmiyelerin gölgesine uzansın, kimse ona bakmasın.
İmhanın seyrinde yüzleriniz kızarmasın.	
-	Buradan bir varlık olarak çıkacağım.



@