Selcan Peksan 𖦼 Şanslı zaman kesiti
Category : no 9
Şanslı zaman kesiti
Flu ile bulanık arası - Düşünce ile vahiy arası Yaratılmış değil var olmuş, söylenmiş de duyulmamış -Bu nasıl hissettiriyor? Postallarımızla ilerliyoruz duyargalarımızla Avcıyı hayvana çevirecek bir yol -Beni istediğin yer neresi? Çıplak bedenlerimizle uzanıp tablolarınıza Gelmenizi bekledik Tahrik edildik, takdim edildik Uzanıp tablolarınızda gelmenizi bekledik Siyah, kıvırcık tüylerimizi gösterdik Gelmenizi bekledik tablolarınızı yırtarak Geleceğimizi yerle bir ettik Vaat edilen cenneti, elma bahçelerini, Tapınaklarınızı yerle bir ettik Bize bir duvar süsü olma lüksü verilen, Bize kaynağında yıkanma şansı verilen evinizi -Bu daha iyi mi? Beklentileri yükleniyor şanslı zaman kesiti Biri bu hikâyeyi başkasının ağzından aktarıyor: Dere yolundan yeni dönen bir zebra Kuyruğuyla havayı süpürüyordur, Binici topuğuna basarak koşuyu Göbekten başlatmaktadır Hızla alınan yolun sorumluluğu Adrenalin hazırlığı Ritmik ve yerinde ve belirsiz dokunuşlarla Göbeğinde hissedip Hissedip bir hayvana dönüşecektir Tembel bir köpeğe Bu daha yumuşak mı? Dart tahtasında çekici bir hedef gibi Yüksek bir köprüden geleceği izliyoruz Bir anlık kararla kayalıklara çarparak Parçalandığını kaybetme korkumuzun Biz yükselirken parmaklarımızdan çaresizce Kayacaktır, tüy olup savrulacaktır Henüz ulaşamadığımız zirvelere, burgu burgu evrenlere Kereste testeresi ile parçalara ayrılacaktır bütünlüğü Ne kadar acıtacağının üzüntülü hazzı Şöyle deriz: bu bir refleksti üzerinden ordularla geçilen güdü -Cezalandırılmayı hak ettik Parçaları birleştirmek mümkün olabilirdi Altın tozumuz olsaydı uyku kumu “Dedi ki: ‘Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?’ Dediler ki: ‘Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.’ Dedi ki: ‘Yalnızca az (zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz.’”