Şanslı zaman kesiti
Flu ile bulanık arası - Düşünce ile vahiy arası
Yaratılmış değil var olmuş, söylenmiş de duyulmamış
-Bu nasıl hissettiriyor?

Postallarımızla ilerliyoruz duyargalarımızla
Avcıyı hayvana çevirecek bir yol
-Beni istediğin yer neresi?

Çıplak bedenlerimizle uzanıp tablolarınıza
Gelmenizi bekledik
Tahrik edildik, takdim edildik
Uzanıp tablolarınızda gelmenizi bekledik
Siyah, kıvırcık tüylerimizi gösterdik
Gelmenizi bekledik tablolarınızı yırtarak
Geleceğimizi yerle bir ettik
Vaat edilen cenneti, elma bahçelerini,
Tapınaklarınızı yerle bir ettik
Bize bir duvar süsü olma lüksü verilen, 
Bize kaynağında yıkanma şansı verilen evinizi
-Bu daha iyi mi?

Beklentileri yükleniyor şanslı zaman kesiti
Biri bu hikâyeyi başkasının ağzından aktarıyor:
Dere yolundan yeni dönen bir zebra
Kuyruğuyla havayı süpürüyordur, 
Binici topuğuna basarak koşuyu 
Göbekten başlatmaktadır
Hızla alınan yolun sorumluluğu
Adrenalin hazırlığı
Ritmik ve yerinde ve belirsiz dokunuşlarla
Göbeğinde hissedip
Hissedip bir hayvana dönüşecektir
Tembel bir köpeğe
Bu daha yumuşak mı?

Dart tahtasında çekici bir hedef gibi  
Yüksek bir köprüden geleceği izliyoruz
Bir anlık kararla kayalıklara çarparak 
Parçalandığını kaybetme korkumuzun 
Biz yükselirken parmaklarımızdan çaresizce
Kayacaktır, tüy olup savrulacaktır
Henüz ulaşamadığımız zirvelere, burgu burgu evrenlere
Kereste testeresi ile parçalara ayrılacaktır bütünlüğü
Ne kadar acıtacağının üzüntülü hazzı 
Şöyle deriz: bu bir refleksti üzerinden ordularla geçilen güdü
-Cezalandırılmayı hak ettik

Parçaları birleştirmek mümkün olabilirdi
Altın tozumuz olsaydı uyku kumu
“Dedi ki: ‘Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?’ 
 Dediler ki: ‘Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.’ 
 Dedi ki: ‘Yalnızca az (zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz.’”






@