Süreyya Aylin Antmen 𖦼 İçerde tutuşun tarihi
Category : no 6
İçerde tutuşun tarihi
Karanlığı yakmak için daha çok ses bir başına bırakıldığın mücadelenin sesi bırakılmışlığın, gececil bir kıyının serinliğine çetin bir günbakışı parçalanmış taşlar üzerinde Kalbinde taş parçalarıyla yaşıyorsun sen. Kanatlar savruluyor, savrulmak daha çok ses Alışılmadık bir yazı bu gökler, rüzgâr daha çok ses dünyayı hep omuzlarında tutmanın sesi bıraksan sen değilsin, tutmanın kendisi alev içerde tutuşun tarihi daha çok ses. kumların sabrıyla beklediğin bir güneş mesafesi. kendinle sınandığın gecelerin güne bağlanış sesi yapraklarını usul usul açan bir bilinmeze derinlik ile yüksekliği birbirine bağlayan iki kutup arasında değildir yaşam kimi zaman varlıkla eşitlenmenin hazzına vardığında o yırtıcı karanlık, o buzul pençe aklın alevinde çırpınıyor bir yıkıntı otonom derinlikte hiçbir şeye dönüşmenin erken sesi kendine sıfırlanmanın bir ıssız yenidünyada Kendinde bir başkasıyla yaşıyorsun sen. Karanlığı yakmak için yıldızlar daha çok ses Yitiren yükselir, unutan büyür, seven bırakır Özgürleşmenin kanatları kırıktır hep dağıldığın yerle bir kalabilmenin sesi gür, belki kimsesiz, yabanıl, kirli Hiçbir şeye benzemiyor kendinde bir başkasının sesi daha güç tüm seslerden bir sesin olağandışı kalbi aklını bırakmakta uluorta yırtıcılar arasında bırakmak ve DEVAM ETMEK daha çok ses KANATLANMAK KIRIK YOL ALMAK HEP YAŞAMAK Taşların bir çiçek, yaşıyorsun sen.