Şeyda Üzer 𖦼 orta bahar
Category : no 4
orta bahar
o hep birilerinin açtığı şarkıları dinledim bahçemin çitlerini geren ağacın şekerlenerek kendini mahvetmesini ne bileyim, benim şansımın evi yıkılmış yaşasam diye tutunmak eğlencesini almış elinden ağzında acı tutmak olmuş kemanın notasını bulmaya vakti yokmuş rey dolanmış at kınından seslendiği reşitlere şşşşştttt demiş şşşşştttt bir de şır su kiri çağırmaktan birikendi ıslatılmaya yüzü doymuş süzülmüş çarşafın ortasından ayrılışı, bir sabahmış yansımalarda asmış kendini yırtılığa ölmüşlerinin, korunmuş saçlarını kan boğmuş taranmış aynalarda dolgundu, tehlikeliydi benim dudaklarımın evi yıkıldı çarşılar çıktığımız kadınlar çocuklar doğurdu da aldığımız elbiseler oturmadı belime daha emme basma tulumbalara dayadı pasını hiç bilmedi altın ne zaman yükselir ne zaman düşer kafiyeli biten konuşmalar kadifesini sıyırdı boynuma doladığım eşarplar başıma yakışmadı bunu yaparken duvar süslemenin hizâlı hâlini gizledim çünkü kız damarlarım üzerinde yürünen bir ip değildi şöyle diye hep ayakta bekledim birine rastlarım dedim dar zamanda korkum koklattım, korkumu aldım, elimi sürdüm ağzına sen suyu çeşmede arardın / ben açtığım arıklarda bulurdum kuşlar bir arada dönüyordu gittikleri yerden insanların öldürüldükleri gibi bir arada benim dudaklarımın evi yıkıldı