Sabahla Islanmak
sabahla ıslanmak bu güvercin gurultusunda sen çiçek tarhlarından bakıyorsun, açık bir parantez bir tür unutuş kalkışmasında felçli ve glayölsün şimdi hiç zeytin tatmamışlara tadını anlatır gibi siyah zeytinin öyle bakıyorsun sen çiçek tarhlarından felçli ve glayöl kırlara yürümenin taşrasında yargıyla büyütüldün adımlarını buduyor kötü güneşler, bacaklarında karlı kış eğreltiler de seninle salkım saçak ve büyütülmüş yalnızlığımla okşuyordum sesini, bir sokağın soyundan ölüme en uzun böyle gidilir, mutsuz ve inançlısın ben sigaralar ateşleyerek beklemekte ustayım hep ciğerlerimden veriyorum, yaşamak şaka değil henüz geç, bütün nesneler anılarla kuşanınca ağaçların da ordu olup yürüdüğünü okumuş muydun tekinsiz bu orman ve sen ısrarcısın simge olmakta uğultu anaforlarında ıslanmakla besleniyorum bir sigara daha yakıyorum intiharıma süsler bırakarak izlerim hiç de bana benzemez, onlar iyi huyludur kozasında rüyalarımızın bizi bir fiske bile öldürebilirdi insanlar ha bire çatlağımızı görüyorlar, böyle yaşamak fena ağaçların saldırısına hazırdık, rüyalarda fiskeye de yırtıcı kuşlar filan hepsi dostumuz olabilirdi, onları sevebilirdik hep kapalı zarflardan konuşuyorum, anlıyorsun ya duyargalara ve yaşamın cücelerine inanacak kadar açığım çalgı sesleri içinde bir ret geçiyor, bayan yampiri ona olanca uysallığımla gülümsüyorum, şöyle ağız dolusu yırtıcı kuşlara ve bayan yampiri'ye korkunç açığım olmak ya da olmamak, işte bütün mesele gurur düğümü ya da sabahla ıslanmak bu güvercin gurultusunda