KİLERDE BİZLİK Bİ ŞEY VAR MIDIR?
 
Merhabalar,
Tam oturdum Onur ayının son pazarı yazıyorum bu yazıyı. Tam mezun olma arifesinde, yurt odamda 4,5 bavulla. Şu son birkaç ay içinde virüs bulaşından korunmanın yanı sıra mezun oldum, büyüdüm, kendimi ve başkalarını korudum ve tek başıma uyandım, tek başıma yemek yedim, tek başıma uyudum ve yine tek başıma uyandım.
 
 İçimden bir ses çoğumuzun zihninden düzenli aralıklarla “böyle olmamalıydı” anonsunun geçtiğini söylüyor. Kim bilir neler kaybetti herkes diye düşünmekten başımı iki avucumun arasında, cenin pozisyonunda buluyorum bazen kendimi. 4 ay tek başına bir hayat sürmek karantina zamanı en kötü şeylerden biriydi diyecek halim yok elbette ki değildi de, hatta oldukça ayrıcalıklı olduğu bir gerçek. Ancak yerleşik sınırlar ve comfort zone’lar zorlandı mı, evet. Benim içinse bu uzun vadede nimet gibi nimet. Tabii zor bir geçmişiniz ve işiniz gücünüz arasında bolca bastırdığınız mevzu varsa gün yüzüne çıkmaları, aynadan size bakmaları, rüyalarınıza sızmaları asla comfort’able değil ama nihayetinde able’laşmadığımı söyleyemeyeceğim. Geçmişte daha kötü dipler gördüm ve o zaman yanımda fiziksel olarak insanlar olsa da zihinsel esneklik ve deneyim yoktu, o gel gitte nefessiz kalıyordum her gün. 
 
 Bu sefer öyle olmadı çünkü kendim için istediğim hayat daha esnek ve olasılıkları daha geniş ve birkaç sene öncesine göre, görece daha esnek olduğum da bir gerçek. Sesim, duruşum bile değişti, tahammül seviyem arttı. 
 
 Canım Didem Madak’ın dediği gibi ara ara kilerde fazla güneşimiz, serotoninimiz kalmış mı diye bir baktım tabii. Kalmıştı da 😊
Bu kısa yazımı Vanessa Lewis’in yazdığı ve çok severek çevirdiğim metninden birkaç kuple ile bitirmek istiyorum:
 
“Başka biri olmak istemiyorum. ….. Hayatımdaki durumlar gibi kendimle olan ilişkimin de değişeceğini, evrimleşeceğini, büyüyeceğini, iyileşeceğini ve hatta bazen bozulacağını kendime hatırlatmak zorunda kaldım ve bu bir sorun değil. Çünkü bu; insan olmak, canlı olmak demek. Dönüşüm hayat boyu devam eden bir süreç. İsteseniz de istemeseniz de dönüşeceksiniz. O yüzden bu dönüşümle; birbirimizi desteklemek, kendimizi umutsuz veya çıkmazda hissettiğimizde birbirimizi cesaretlendirmek ve yaptığımız her hatada var olan güzelim potansiyeli kutlamak için alanlar ve yapılar inşa etmemiz gerek.”
 

@