Harabe-temel
Dünyanın temeli olarak harabe.
Katmanların oluşması ve sonunda muhakkak bir harabeye dönüşüp sıradaki katmanın 
temelini atması.
Kavramsallaştırdığımızda bir harabe-temel’den söz etmek mümkün.
Öyleyse dünya yapılan bir şey olduğu kadar yıkılan da bir şeydir.
Hem doğa hem de insan onu sürekli olarak yaparken sürekli olarak da yıkarlar.
Gelecek böyle inşa edilir.
Gelecek bir harabe-temel’dir.
Höyük, bir yıkıntı toplamıdır.
Bir çağ sıradaki çağın harabesidir.
Teknolojiler, alet çantaları, büyük buluşlar çöp olur.
Fikirler, hayaller, altın çağ umudu her seferinde yeni bir çöpdağıdır.
Kazı alanlarında bulunan işlikler, geride bırakılmış çöple geleceğe bir mesaj bırakırlar.
Bilgiyi ileten de yine bu harabenin toplamıdır.
Doğru anla, ben insancıl değilim. Ben bir cehennem yetiştiricisiyim.
Kolonların daha uzun süre ayakta kalacak belki.
Ama çatıların asla düşündüğün kadar sağlam olmayacak.
Camların kırılacak, kapıların rüzgarda son kez çarpıp menteşelerinden ayrılacak.
Beni iyi dinle.
Ben harabeyim.
Ben geleceğim.






Editörün notu: Fotoğraf, İnanç Avadit’in 2018 yılında İzmir Mimarlar Odası’nda izlenen Kazı sergisine aittir.
@