Epilog 



 Adımlayabilir bu bahçeyi, zarifçe 
 Bir kızın saçına örtülü biçimde 
 Yeşilin ve altının sıcaklığında konuk 
 Yine de mermer kalbim hala soğuk 
 Bu duvarlarla insanların geçtiği 
 Altında biçilmiş zümrüt çimleri 
 Bana bakan aptal gözlerle 
 Ya da duran bu gürültülü vecde.
 Kalbim mermer olmadan önce, esintide 
 Titreyen ağaçların fısıltıyla
 Şarkı söylemesi, sessiz tepe ve ovanın 
 Diyarı usulca yağan yağmurun
 Meyve bahçeleri gösterişli pembe ağaçların 
 Altın benekli binlerce yaban arısı tarafından 
 Kuşanır soğuk gri bir çatıyla
 Dev bir arı kovanı, uzakta.
 Parlak çamlar denizin üstündeki
 Dalgaların üstüne örtündüğü ipeksi
 Pileli kumsalın üzerine ve saz
 Hışırtıları gri kenarları boyunca
 Gökyüzüne karşı yükselen kum tepelerinin 
 Dönüp durduğu renkli martıların. 
 Ah, tüm bunlar nasıl alırdı beni!
 Mermer zincir hiç olmasaydı.
 Geriye dönülemez bir biçimde akarken yıllar 
 Kalbim dolu, gözümde yok yaşlar.
 Buz gibi oyuk kızgın gözlerim
 Dikili sabit gökyüzüne
 Yılların geçmesine üzgün olmak yerine 
 Üzgün zincirli bir mahkum olmasına
 Çünkü mevsimler hep değişir
 Ama kalbim sadece kışın karını bilir.





 Nisan, Mayıs, Haziran 1919 


Türkçesi: Roman Karavadi









@