odam evde yok



l.

koşarken geçerler,
kendinden geçerler,
insanlığı teker teker tuvalet taşları 
biri şeytan taşlamak için saklar 
ömrünün en güzel saatini köstekli 
ayaklarını yerden kesen pantolonların 
iki bacağından da düğüm atıldığında 
kesintisiz bırakılmış yol işaretleri
yine de hapsetmek için koşturdukları, 
düğümler atıldığında hız kesen 
oğlumla diyorlarken hayatı
kesintisiz bırakılmış solukları
hiç duymuyorum.

tek kişilik bardakların tek kişilik kulpları için 
tarih bir biriktirme
tarih biriktirilmiş havlu içinde
saçları, yüz yılları, mantarları, kulak tıpalarını 
en sonunda küpeleri
kulakla ilgili kavramları, sonra dinlenme 
durmuyorum, mekanik kuşlar yapıyorum,
mekanik notlarla mekanik notları
sıradaki toplu taşıma korunmalarını
cinsellikler, hayat kişileri, saçlarını boyamaklar
yaşam adamları, ağzını ve boşluğunu, sıraya dizmekler 
yapabiliyorum.

bütün komutanların başı kanıyor,
bütün polislerin her yeri.
herkes ağlıyor ben yapıyorum
banyomu, bulaşığımı, bu hayatı yaşıyorsundaki o hayatı.

biliyorsunuz nedd lud
ölümlerden döndürdüğü o makineyi
değil değil bir poşet fabrikasında
boğarak öldürmüştür.
yazılmamışlar buradan sayılmamış,
ilerleyen şeylerden alıkonulmuştur, olabilir
güneş batar, venüs batamaz, dünya batmaz
kainatın memeleri makinesizdir,
anılmaz. 





@